23 Mayıs 2018 Çarşamba

Konya BEYŞEHİR, Eşrefoğlu Camii, Bedesten, Hamam, Taş Medrese


Konya BEYŞEHİR, Eşrefoğlu Camii                                  16‎ ‎Ekim‎ ‎2016‎ ‎Pazar                     
Eşrefoğlu Beyliği'nin yadigarı olan Eşrefoğlu Camii, Beyşehir şehir merkezinde geçmişten günümüze gelen en önemli tarihi değerlerimizdendir.  
Beyşehir Gölü’nün 100 metre kuzeyinde, Eşrefoğlu Mahallesi’nde yer alır. Cami, 1296-1299 yılında bir türbe, kervansaray ve hamam ile bir külliye şeklinde, Eşrefoğlu Emir Süleyman Bey tarafından yaptırılmıştır. Yapı, genel olarak Selçuklu geleneğini devam ettirmektedir.
 Anadolu'da ağaç çatı ve direkli, düz tavanlı ulu camilerin en büyüğü ve en görkemlisidir. Üstün ağaç tekniği ve çini işçiliği yönünden bir Türk ağaç cami müzesi gibidir.
Selçuklu geleneğine bağlı olarak ulucami tarzında tasarlanan cami; Konya Sahip Ata (1258), Afyon Ulucamii (1272), Sivrihisar Ulucamii ( XIII.yy ortası), vee Ankara Ahi Şerafeddin Camii (XIII yy) gibi ahşap direkli ve düz damlı  camiilerin en gelişmiş ve en büyük örneğidir.
Caminin doğu duvarına bitişik içi kubbe, dışı konik  külah ile örtülü türbe Eşrefoğlu Süleyman Bey’e aittir. İçi tamamen çinilerle süslü olan kümbetin 701 ( 1301-1302) tarihli kitabesinden, ölümünden birkaç yıl önce  Süleyman Bey tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. 
Kuzey-güney doğrultusunda uzanan yapının harim kısmı, mihrap duvarına dik 7 sahın oluşturacak şekilde ahşap direklerle tanzim edilmiştir. Orta sahın yan sahınlardan daha geniş tutulmuştur.
Biri taçkapıda, diğeri harime açılan çinili kapının kemer alınlığında olmak üzere iki kitabesi vardır. Bunlardan birincisinde 696 ( çini 1296-7),   çini mozaikle yazılmış olanda ise 699 (1299-1300) tarihi okunmaktadır. Buradan binanın en az  üç yılda tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Taçkapıdan, verev  ön cephe duvarı ile  kuzey duvarı arasında kalan  firuze ve mor renkli çinilerle kaplı ara mekana, buradan da Türk çini sanatında tek örnek teşkil eden sırlı tuğla ve mozaik çini kaplı âbidevi ikinci taçkapı ile harime girilir. 
   Son derece etkileyici bir mekan olan harim, 48 adet ahşap direğin üzerindeki konsollara oturan kirişlerin taşıdığı düz bir tavan ile örtülüdür. Son derece etkileyici bir mekan olan harim, 48 adet ahşap direğin üzerindeki konsollara oturan kirşlerin taşıdığı düz bir tavan ile örtülüdür. Direk başlıkları, konsollar ve tavan kirişleri, bugün pek çoğu dökülmüş olan kalem işleriyle süslüdür.  
Direk başlıkları, konsollar ve tavan kirişleri, bugün pek çoğu dökülmüş olan kalem işleriyle süslüdür.                                                        
Anıtsal taç kapısı, eşsiz mihrap ve minberi, üstün ağaç ve çini işçiliği yönünden bir ağaç cami-müzesi gibidir. 
Mihrabının tümü çini mozaikle kaplı olup, 4.58 metre en, 6.17metre yüksekliği ile  bir mihraba sahiptir.  Konya çevresindeki bütün çinili mihraplardan daha büyüktür[1]
Mihrap önü kubbesi Türk mimari geleneğini yansıtır. Mihrap önü kubbesinin üzeri ise siluette kendini kuvvetle gösteren piramidal bir külahla örtülüdür. Tuğla konstrüksüyonlu üç sivri kemere oturan mihrapönü kubbesi  son derece alımlı renklerde sırlı tuğlalarla ve çinilerle süslenmiş, göbeğinde girift kûfi ile Allah,  Muhammed, Ebubekir, Ömer, Osman ve Ali isimleri yazılmıştır.
Minberi, tamamen ceviz ağacından üstün bir işçilik ve zengin bir süsleme ile oymalı, çatmalı ve tutkalsız olarak yapılmıştır.
Sekizgen, beşgen, yıldız ve geometrik dolgular ve bitkisel bezemeler ile kaplanmış minber, sedef ve fildişi çatmalarında görülebilecek derecede inanılmaz bir düzgünlük ve inceliktedir. 
Çini mozaik mihrap ve kündekari tekniğinde yapılmış minber caminin önemli süsleme unsurlardır. Camiyi, ünik kılan özelliği ise büyük ölçüde özgün olan ahşap aksamı ve bu yüzeylerin üzerinde örneklerinin en başarılısı ve gösterişlisi olan kalem işleridir[2].
Caminin tavanı renkli kalem işi süslemelere sahiptir. Özellikle konsollardaki kök boyalı motifler dikkat çekicidir.










Eşrefoğlu Camii, Selçuklu Ulu Camilerinde görülen şu özelliklerin tamamını barındıran tek örnektir: Çoğul ahşap sütunlu, tavanı tamamen ahşap ve kalem işçliği ile süslenmiş, minber tamamen ahşap ve Kündekari tekniği ile yapılmış, mihrabı çinili.              









































                                                                      
Tavanın ortasında aydınlık feneri olarak da adlandırılan hem iç mekana ışık vermiş ve yüzyıllar boyu kış aylarında caminin damındaki kar, çatının ortasındaki boşluktan ortadaki havuza atılmış, ortamı nemlendirerek yakılan sobalardan ötürü ahşap sütunların çatlayıp kurumasını engellemiştir. 

1965 yılında karlığın üstü camla kapatılmış ve işlevini yitirmiştir.

 Anıtsal bir taç kapısı vardır. Selçuklu dönemi taş ve ahşap işçiliğinin muhteşem örneklerini yansıtan bir şâheserdir.  










Eşrefoğlu Camii, UNESCO tarafından 2012 yılında Dünya Miras Aday Listesi'ne alınmıştır.



Bedesten
Eşrefoğlu Camii ile birlikte 1299da yapımı tamamlanmış, taş tuğladan yapılma muazzam kubbeleri mevcuttur.  16.yy’da Kanuni Sultan Süleyman döneminde onarılmıştır. Anadolu’da ayakta kalmış benzerini bulmak çok zordur.









İsmail Ağa Medresesi ( Taş Medrese )
Seyfettin Süleyman Halil Bey tarafından yaptırıldığı bilinen Medrese daha sonra  büyük İsmail Ağa tarafından onarılmış 1912 yılına kadar da açık kalmıştır. 
























İlhanlılar adına Beyşehir’de hüküm süren İsmail Ağa tarafından yaptırılan Medrese, muntazam taş işçiliğine sahiptir ve açık avlulu iki eyvanlı medreseler grubuna girer.

Zengin dekorlu taç kapısı en ihtişamlı  ve sağlam kalabilen bölümüdür.

Cephede ve dış köşelerde gövdeleri bitkisel bezemeli sütunçelere yer verilmiştir. 
Cepheyi çevreleyen üç geniş bordür üzerinde iri palmet ve Rumiler mevcuttur. 
Kapı açıklığında yanlarda mihrabiyeler, üstte zengin mukarnaslı kavsara yer alır.
Medrese’nin ortasında kareye yakın avlunun etrafı revaklarla çevrili olup, revaklarla bunları taşıyan ve temel kalıntıları belli olan sütunlar yıkılmıştır. 
Ana eyvanın iki tarafında yer alan mekanlardan güneybatı  köşedeki, medreseyi yaptıran İsmail Ağa’nın türbesi, batıdaki kışlık dersanedir.



Taç kapıdaki kitabesinde şunlar yazılıdır: “Bu şerefli medrese, Büyük Emir adına yapılmıştı. Keremler babası, din ve dünyanın şerefli, izzet sahibi Halil oğlu Emir İsmail Ağa tarafından 771 yılında yenilendi. Allah sa’yini kabul etsin.”[3]
Eşrefoğlu Hamamı
                                                                                                                                               
                                                



Külliye civarında bir ev

Beyşehir Taş Köprü

Beyşehir Kalesi, gölün güney doğu köşesinde eski Beyşehir Çayının şimdiki kanal köprüsünün yakınındadır. Kalenin bir kapısı ile bilhassa göl etrafındaki bazı duvar kalıntıları kalmıştır.




[1] http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,44419/beysehir-esrefoglu-camii-konya.html
[2] https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/konya/gezilecekyer/beysehir-esrefoglu-cmii-ve-turbesi
[3]  T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü bilgi tabelası



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder