Sivas Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası
Darüşşifa ( Turan Melek Darüşşifası )
Divriği Ulucami’ye
güney yönünden bitişik olan Darüşşifa ( Turan Melek darüşşifası), Erzincan
Emiri Behram Şah’ın kızı Melike Turan tarafından 1228/ 29yılında
yaptırılmıştır. Görkemli ve zengin süslemelerle bezeli taç kapısı, dört
eyvanlı, kapalı avlu plan şemasıyla, Orta Asya Türk yapı geleneğine bağlı,
benzersiz bir Mengücekli anıtıdır. 1205 tarihli Kayseri ve 1217 trihli Sivas
Darüşşifası gibi Divriği Darüşşifası da
günümüze bozulmadan gelen en eski
Selçuklu tıp merkezlerinden biridir.
Darüşşifa kapısı, yükseklik ve plan bakımından yepyeni özellikler
gösterir. Yarım bir eyvan görümünde olan taç kapının kemeri, işlemeleri ile baş
bağı veya tacı andırmaktadır.
Yüksekliği 14 m. ve derinliği 10.5 m. olan
kapının sol payesinde, üçgenler içinde gizlenmiş bir ustalar rölyefi vardır. Taç kapının dış sütun demetlerinin üzerinde
biri sol diğeri sağ tarafta erkek ve belirgin
örgülü saçı ile kadın başı kabartmaları yer alır ki bunların Sivas Darüşşifası’nın ana eyvanının iki
yanında bulunan kadın ve erkek kabartmalarında olduğu gibi ay ve güneşi
simgelediği düşünülmektedir.
Tabandan yükselen ve sütun demetleri,
kapı üzerinde yer alan diskler, kartuşlar plastik biçimli palmetler, şık gölge
oyunları ile olağanüstü bir sanatı simgeler. Kapı kavsarasının altına gelen
alınlık da yıldız motifleri ile dekore edilmiştir. Alınlığın altında birinci
kata ışık veren pencere bulunur. Bu dikdörtgen ve bölmeli pencere, son derece
zarif işlemeli bir sütuncuğun ardında olup, bombeli bir profille
sınırlandırılmıştır. Bu anıtsal kapıda, büyük ve kitlesel taşlar ustalıkla ve özellikle
yıldız ve ay motifleri, palmet örnekleri, yaprak frizleri, yuvarlak dilimli
yelpazeler, bir çok süsleme ile uyum içinde, görenlere hayranlık uyandıran zevk
ve inceliği ile sunulmaktadır.
Darüşşifa’da iki kitabe vardır. Girişin
üzerinde yer alan ilk kitabede, binanın1228 tarihinde Melike Turan Melek tarafından yaptırıldığı, içeride büyük
eyvanın sonunda kubbe kavsine yakın bir diğer kitabede ise “Ahlatlı.. Hürremşah
Eseri” olduğu belirtilmektedir. Bu anıtsal kapıdan içeri girilince sağ ve
solunda birer odanın bulunduğu giriş
eyvanına, oradan ikinci bir kapıyla da iç avluya ulaşılır.
Revaklı avlu dört eyvanlı iki
katlıdır. Avlunun ortasında küçük bir
havuz vardır. Ana eyvanın kuzeyinde dıştan kırk premidal, içten kubbeli türbe
bulunmaktadır. Türbede Ahmet Şah, eşi ve ailesine ait onaltı mezar
bulunmaktadır. Bunlardan iki tanesi çini
ile kaplı olup Ahmet Şah ve Turan Melek’e aittir. Türbe bir pencere ile camiyle
bağlantılıdır. Drüşşifa’nın yönetimi ile ilgili eski vakıfta XIV.yy sonlarında düzenlenmiş olup, Turan
Melek’in orijinal vakfiyesi bulunamamıştır. XIV. Yy sonlarında düzenlenen vakfiyede, Darüşşifa’nın yalnızca
yaptırıcısının değil, yönetici ve mütevellilerinin de hep kadınlardan oluştuğu
anlaşılmaktadır.
UNESCO’nun koruma çalışmaları
kapsamında yürütülen “Dünya Kültür Mirası” listesinde bulunmaktadır. Divriği Ulu
Camii ve Darüşşifa’sı, özgün mimarisi,
estetik ve kültürel, evrensel değeri ve ayrıca, 13.yy’da kadın-erkek eşitliğini de simgeleyen bir anıt, eser olarak
1985 yılında bu listeye alınmıştır [1].
Divriği Camii ve Darüşşifası (uzaktan) ve Divriği Camii'nden Divriği Kalesi
Divriği Ulu
Camii
Divriği Ulu Camii ve Darülşifası,
Divriği Kalesi’nin güneyinde, Iğınbat Tepesi’nin batı eteğinde yükselmektedir. Divriği Ulu
Camii, Kale Camii’ni de yaptıran Mengücek beyi Şahinşah torunu ve Süleyman Şah
oğlu Ahmet Şah tarafından 1228/1229 yıllarında yaptırılmaya başlanmıştır.
Anıtın baş mimamrı Ahlat’lı Hürremşah’tır. Mükemmel bir işçilikle yapılmış olan
ve 1240 tarihini taşıyan camiin ahşap minberi Tiflisli İbrahim oğlu Ahmet adlı
bir sanatkara aittir. Ulu Cami’nin
orijinal vakfiyesinin tarihi 1243’tür.
Cami, 14 sütunlu mihrap duvarına dikey 5 sahından
oluşmakta ve üstü 19 tonuz ve 6 kubbe ile örtülüdür. Sekiz köşeli olan sütunlar geniş başlıkları
taşımakta olup duvarların kalınlığı 148 cm’dir. Mihrap biçim ve dekoratif
özellikler açısından Anadolu’da tektir ve bezemelerinin tamamlanamadığı
anlaşılmaktadır. Cami’nin kıble kapısı (
kuzey kapısı), batı yönünde çıkış kapısı olan çarşı kapısı ( batı kapısı) ve doğuda yer alan Şah Kapısı olmak üzere üç girişi vardır.
Cami’de isim ve tarih veren dört
kitabe, dört usta imzası ve ayrıca besmele, ayet ve dua yazılı olan yazılı olan
21 adet pano bulunmaktadır.
Kıble kapısı (kuzey taç kapısı)
Selçuklu yapılarının kapılarında olduğu, yapıya göre daha yüksek ve dışa
taşıntılı biçimdedir, yüksekliği 14,5 m., eni 11.5 m., derinliği ise 4,5 m.dir.
Portal
duvar cephesinden dışarı doğru 1,6 m. taşırılmıştır.
Taç kapının iki
kanadında simetri izlenimi verilerek arka arkaya sıralanan, hemen hemen
bağımsız durumda yüksek kabartmalar, her dalında ufak ağaçların, ince sütunlardan kocaman
yaprakların, ayna denilen ve üzerleri yıldız kabartmalı yuvarlak levhaların çıktığı
plastik bir görünüm sergilemekte, kapının her iki yanında karma motifler ve vazo motifi yer almaktadır. Kıble
kapısının plan ve bezemeleri, benzerine asla rastlanmayan bir tasarım hüneri
sergileyen, kompozisyonu, cephe güzelliği, malzeme seçimi, kabarmaları,
plastiği, anıtsal etki ve ışık gölge derinlikleri yönünden üstünlük
taşımaktadır. Sanatkar sanki bitki motifleri ile bir cennet bahçesi
tasarlamıştır. Kapıda yer alan iki kitabenin ince iki satırlık olanında Alaaddin
Keykubat döneminde yapıldığı, iri harfli, yüksek kabartmalı ve zemini çiçek motifli
olan diğer kitabede ise 1228 yılında Süleyman Şah oğlu Ahmed Şah tarafından yapıldığı belirtilmektedir. Caminin batı yönünde bulunan Çarşı kapısı
yüksekliği 9,5 m., eni 6 m., ve taşıntısı ise 1,4 m.’dir. Selçuklu sanatında
rastlanmayan özellikteki bu kapı üzerinde ayrı bir kitabe daha bulunmakta olup
kapının bütün yüzeyi, ince ayrıntılarla ve zengin bitkisel motiflerle
bezenmiştir. Bu süsleme, adeta bir halı ve eşsiz desenlerle bezeli bir kumaşa benzetilmektedir. Kapı çıkıntısının sağ ve
sol yüzeyinde iki ayrı çift başlı kartal motifleri bulunmakta olup,kuzey
taraftaki motifin hemen yanında tek başlı bir kuş daha yer almaktadır. Pek çok
hanedan tarafından kudret ve egemenlik
simgesi olarak kullanılan bu semboller çok zarif işlenmiştir.
Doğu yönündeki şah kapı, fonksiyonuna
uygun olarak “Taht Kapısı” olarak bilinmektedir. Yüzeyi bitkisel, geometrik,yıldız,
düğüm, saç örgüsü motifleri ile bezemelidir. Minare, caminin kuzeybatı köşesinde yer alır. Silindirik gövdeli
olan minare Kanuni Sultan Süleyman döneminde 1623’te inşa ettirilmiştir. darüşşifası
UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. ( Caminin Bilgi Tabelasından )
[1] Darüşşifa’daki bilgi tabelasından