Şebinkarahisar Meryemana Manastırı
Şebinkarahisar,
Giresun’a bağlı ( daha önce Sivas’a) ilçerin en büyüğünü teşkil etmektedir.
Doğu Karadeniz dağlarının orta bölümünde, Kelkit Çayı vadisinde ve engebeli bir
arazi üzerinde yer alır. Kelkit Çayı’nın oluşturduğu verimli arazilere sahip bu
vadi yerleşimi dağ dizileri ve yüksekliklerle sınırlandırılmıştır. Kuzeyde
yüksek ve sarp yapıya sahip Canik Dağları ve Giresun Dağları, güneydoğuda
Sarıçiçek Dağları, güneyde Kelkit Çayı Vadisi’nin güney yamaçları ve
güneybatıda da Eyme Dağı ile kuşatılmıştır[1].
İlçe ve çevre arazisi, ortalama yüksekliği 1 500-
2 000 m.’ye ulaşan dağ platolarıyla kaplıdır ve yörenin en büyük akarsuyu
araziyi doğudan batıya doğru boydan boya geçen Kelkit Irmağı’dır. Asarcık
Yaylası’ndan çıkan Tamzara Irmağı, Sarıçiçek Yaylası’ndan gelen Darabul Deresi,
Karagöl Dağları’ndan çıkan Çat Suyu, Alucra Deresi birleşerek Kelkit Irmğı’nı
meydana getirirler.
Kurtuluş Savaş'ının kazanılmasından sonra, 1923
yılında livaların il yapılmasına karar verilmiş, bu karar neticesinde o
günlerde liva olan Şebinkarahisar da il yapılmıştır. Aynı yıl içinde 10.alay
Şebinkarahisar'a intikal ettirilmiştir.10. Alayın intikali ile birlikte
şehrin ekonomik ve sosyal yaşantısında büyük bir canlılık meydana gelmiştir. 10
yıl süre ile il durumunu muhafaza eden Şebinkarahisar 2197 Sayılı Kanunla 1933
yılında ilçe statüsüne getirilmiştir[2].
1074 yılından sonra Şebinkarahisar ve çevresi
Mengücek Gazi ve Danişment Gazi tarafından fethedilmiştir.
Şebinkarahisar’ın
tarihi
Şebinkarahisar'ın dip
tarihine ilişkin yeterli bilgiler henüz istenen nitelikte değildir. Kimi
tarihçilere göre Hititler zamanında varlık göstermeye başladığı ve "Azzi
Hayaşa Ülkesi" olarak adlandırıldığı ve burada Kaşgarların yaşadığı
söylenir.Bir ara Kimmerler ve İskitlerin saldırısına uğrayan bölge, bilinen
devir içinde Pontusluların hakimiyeti altında kalmıştır (MÖ.298-263).
M.Ö. 65 yıllarında Romalılar'ın egemenliğine giren Şebinkarahisar M.S. 391'de Orta Asya'dan Peçenek ve Koman Türkleri tarafından istila edilmiş ve 60 yıl kadar bu Türklerin himayesinde kalmıştır. Zamanla bu Türkler Hıristiyan Misyonerleri tarafından Hıristiyanlaştırılmışlardır. Kayadibi Meryemana Kilisesi diye adlandırılan kilise Hıristiyanlaştırılan bu Türkler tarafından inşa edilmiştir. Bu tarihten itibaren şehir Romalılar ve Türkler arasında devamlı el değiştirmiştir.
1071 Malazgirt Savaşından sonra
Şebinkarahisar bir daha çıkmamak üzere Türklerin eline geçmiştir.
Şehrin imar edilmesi Bizans İmparatoru
Hustinaiaus zamanında olmuş, kale onarılarak sağlamlaştırılmıştır.
Karahisar, 778 yılında kısa bir süre Emevi
ordularınca Yezit bin Usayd al-Sulâm tarafından ele geçirilmiştir.Aynı şekilde
Abbasiler tarafından 939-940 yılları arasında çevre köyler ele geçirilmiştir.
Türklerin Anadolu'ya girişi ile (1071 Malazgirt Savaşı) Mengücek Gazi ve
Danişmend Gazi tarafından birlikte fetih edildiği ileri sürülmektedir.
Nitekim
1228 yılında şehir Anadolu Selçuklu Devletine bağlanmıştır. Bu devletin
zayıflayıp yıkılmasından sonra, sırasıyla İlhanlılar, Eratnalılar ve Kadı
Burhaneddin ile Akkoyunlu beyliklerinin idaresine girdi. Akkoyunlu
Devletinin
1473 yılında Fatih Sultan Mehmet'e Otlukbeli Savaşı ile yenilmesinden sonra,
Şebinkarahisar Osmanlı Devlet idaresine girdi. Şehzadeler Şehri olarak anılan
Karahisar, Karahisar-ı Şarkî adıyla anılmış ve yönetim açısından sancak
durumuna getirilerek yönetilmiştir.
Şebinkarahisar'da çeşitli dinlere
mensup vatandaşlar yüzyıllarca beraber, kardeşçe yaşamışlardır. Ancak,
bilhassa dış güçlerin etkisi ile etnik guruplar zaman zaman baş
kaldırmışlar ve müessif hadiseler meydana gelmiştir. 1915 yılında ayaklanan
Ermeniler kaleyi ele geçirmişler ve 20 gün boyunca devam eden çatışmalardan
sonra ayaklanma bastırılmıştır. Ayaklanma süresince 403 Türk ölmüş, 176'sı da
yaralanmıştır.
Kurtuluş Savaşı'nda
Şebinkarahisar'lılar'ın üstün gayret ve fedakarlıkları her türlü takdirin
üstündedir. 1919 yılında Erzurum'da toplanan kongreye Şebinkarahisar'ı
temsilen Dr. Cemil ŞENCAN delege olarak katılmıştır. 1920 yılında ilçede
Anadolu Müdafa-i Hukuk Cemiyeti Şurası kurulmuştur. Cemiyet bu dönemde dış
tahriklerle, şımarık Ermeni ve Rum çetelerinin mezalimlerinin büyümesine engel
olmuştur[3].
Meryemana Manastırı
İlçe merkezinin yaklaşık 11 km. doğusunda
yer alan Kayadibi Köyü’nün güney doğusundaki oldukça yüksek ve sarp
kayalık arasında mağara içine inşa edilmiştir.
Manastıra çok uzun patika bir yoldan ulaşılmaktaydı, Giresun valisi Dursun Ali Şahin’in başlattığı restorasyon sonucu bugün düzgün ve yer yer merdivenlerle donatılmış bir yola sahiptir.
Bazı kaynaklarca ilk kuruluş yılları 481-490 olarak ifade edilmektedir.
Osmanlılar Döneminde parlak bir dönem yaşayan manastırın bugünkü kalıntıları 19.yy’dan kalmadır.
Kaynaklar Orta Çağlarda inşa edilen manastırın yanarak büyük bir tahribata uğradığını ve 19.yy’da tamamen yenilendiğini belirtmektedirler[4].
Dönemin Giresun valisi Dursun Ali Şahin, kendisini ziyaret eden Şebinkarahisar Vakfı Başkanı Avni İşcan ve Şebinkarahisar Yardımlaşma Derneği başkan ve üyelerine Meryemana Manastırı restorasyon projesini anlattığı gün
Zeminin görülebilmesi için cam taban ve ziyaretçilerin dolaşabilmesi için yürüme yolları ve merdivenler yapılmıştır.
Kaynak: Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.27
Manastır'ın çeşmesi. Manastır yolunda Manastır'a yakın mesafede
Manastır'a çıkan patika yol, bugün restorasyon sonucu ara ara merdivenlerin yer aldığı, seyir teraslarının bulunduğu, dinlenme tesislerinin yer altığı düzgün bir yürüme yolu şeklinde.
Seyir terasları ve dinlenme tesisinin bulunduğu yol
Katnak: Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar,
Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.2
Manastır’ın ilk birimi; bir kısmı doğal kayalıktan
yararlanılarak ve moloz taş malzemeyle inşa edilmiş yuvarlak planlı su sarnıcıdır.
Sarnıç, Manastır birimlerine göre kuzeyde yer almaktadır. Sarnıçtan sonra yol
hafif güneye doğru yönelir, burada arkası akar su sarnıcı olarak düşünülmüş ve
önü sivri kemerli nişe sahip çeşme olarak değerlendirilmiş, üzeri tonozlarla
örtülü ve düzgün kesme taştan inşa edilmiş bir yapı mevcuttur.
Çeşmeden sonra yol doğuya doğru yönelerek doğal
kayaya oyulmuş 26 basamaklı merdivenle Manastır’ın basık yuvarlak kemerli giriş
bölümüne ulaşılmaktadır. Giriş bölümündeki birimler çöktüğü için mahiyetleri
anlaşılamamıştır[5].
Zeminin görülebilmesi için cam taban ve ziyaretçilerin dolaşabilmesi için yürüme yolları ve merdivenler yapılmıştır.
Manastır’ın ikinci bölümünde, hemen bütün
birimlerin kemer ve tonoz köşeliklerine, ince şeritler halinde, kırmızı ve siyah renklerden oluşan
freskolar işlenmiş, bu resimlerde adeta Hristiyanlıktaki üçlü teslis,
baba-oğul-kutsal ruh inancını yansıtırcasına üç siyah nokta, kırmızı şerit
üstüne düzenli aralıklarla dizilmiştir[6].
[1] Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.8
Behramşah Camii
Bu cami Mengücek Hükümdarı Fahrettin Behramşah
adına oğlu Muzafferüddin Mehmet tarafından XII. Yüzyılda bugünkü Avutmuş
Mahallesinde inşa ettirilmiştir.
Cami kubbelidir. Depremler ve I.Dünya Savaşı yıllarında birkaç kez
tahribata uğramış, yapılan onarımlarla epey değişime uğramıştır. Cephede düzgün
kesme taş, yanlarda kalın derzli moloz taş kullanılmıştır.
Onarımları sırasında yapılan
ilavelerle bu güzel caminin minare karakteri bozulmuştur. Cami halen
kullanılmaktadır.
Not;
"anadolu kültür mirasında şebinkarahisar "
adlı, Şebinkarahisar Belediyesi yayını, 2005 basımlı olan kitapta
kitabı hazırlayanlar olarak;
Prof.Dr.Hamza Gündoğdu,
Y.Doç.Dr. Ahmet Ali Bayhan
Arş.Gör. Sami Bayraktar
Uzman Ali Murat Aktemur
Uzman İshak Umut Kukaracı
Uzman Adem Çelik
kitap tasarımı: Füsun İşcan
baskı ve cilt Doğan Ofset
olarak görülmektedir.
daha bir çok eseri inceleyen ve fotoğraflayan kapsamlı bir çalışmadır.
[1] Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.8
[3] Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.26
[4] http://www.sebinkarahisar.bel.tr/default.aspx?pid=23350
[5] Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.28
[6) Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.30
[6) Ahmat Ali Bayhan, Anadolu Kültür Mirasında Şebinkarahisar, Şebinkarahisar Belediyesi Yayınları, Mayıs 2005, s.30