17 Mart 2018 Cumartesi

ÇATALHÖYÜK- Konya, Çumra


ÇATALHÖYÜK-  Konya, Çumra

Çatalhöyük, 1958 yılında James Mellaart, David French ve arkadaşları tarafından bulunmuş, Doğu ve Batı Çatalhöyük olarak adlandırılmış iki ayrı yerleşim yeridir.
Çatalhöyük, Dünyada Neolitik Çağın en büyük ve en korunmuş yerleşimlerinden biridir.  9 000 yıl önce başlayan Anadolu Neolitik yaşamının anlaşılmasına olanak sağlamaktadır.  Arkeolojik kazılardan sağlanan buluntular Çatalhöyük'te insanların sokak kullanmadıklarını ve  damların üstünde yaşadığı eşsiz bir şehir  sunmaktadır. Çatalhöyük aynı zamanda 5 000 - 8 000 arası insanın eşitlikçi bir toplum içinde yaşadığı nı düşündürmektedir.
Bu yerleşim alanında Neolitik Çağa ait duvarlar, ocaklar, mezarlar ve yaşam alanları hakkında fikir sahibi olunmaktadır.
Çatalhöyük, insanların ilk yerleşik hayata geçtikleri ve çiftçiliğe başladıkları 9 000 yıl öncesine tarihlenen yoğun nüfuslu yerleşmelerden biridir. Burada birbirine bitişik kerpiç evlerde 8 000’e yakın insan yaşamıştır. Evlerin aralarında sokaklar yoktur, insanlar evlerine  çatılardan girmişlerdir. Çatalhöyük halkı ölülerini yaşadıkları evlerin oturma alanları altına, eşiklerine gömmüşler, evlerinin içine vahşi hayvanların ayrıntılı resimlerini yapmış, aynı zamanda bu hayvanların boynuz ve kafataslarını belli mekanlarına yerleştirmiş ve muhafaza etmişlerdir. 

Doğu Çatalhöyük, Neolatik Çağda M.Ö. 7 400 ile 6 000 yılları arasında; 
Batı Çatalhöyük ise  Kalkolitik Çağda M.Ö. 6 000 ile  5 500 yılları arasında iskan edilmiştir. 

Çatalhöyük, UNESCO Dünya Mirası listesinde yer almaktadır. 

1961-1963  ve 1965 yılında James Mellaart tarafından kazı çalışması höyükte, 1993 yılından günümüze Prof. Dr. Ian Hodder başkanlığında uluslar arası bir ekip tarafından kazı çalışmaları devam ettirilmektedir.
Çatalhöyük kazılarında ele geçen obsidiyenler, seramik kaplar, ana tanrıça ve hayvan figürleri gibi buluntular,  
Konya Arkeoloji müzesi 
 ve 
Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi
nde  sergilenmektedir.

Çatalhöyük sakinleri, 3 500 ile 8 000 kişi arasında  bir nüfus barındıran  bir kasabada bir araya gelmişlerdi. Aileler, yoğun bir şekilde bir araya toplanmış kerpiç evlerde  yaşamaktaydılar..

Günlük yaşam ve genel faaliyetler evlerin içi kadar damlarda da geçmekteydi. Damdan dama hareket ahşap merdivenler aracılığla sağlanmaktaydı. Bazı alanlar sokakları andırmakta, ancak buraların evsel atığın depolandığı alanlar olduğu ya da koyun, keçi yavrularının tutulduğu yerler olarak kullanıldığı görüşü hakimdir. 

Çatalhöyük'ün bilinen bir merkezi yönetimi, törensel merkezi ya da kamusal binaları yoktur.

Çatalhöyük'ün 1 400 yıllık varoluşu süresince hiçbir saldırı veya savaş izi yoktur. Bu çatıdan girişli, bir araya sıkışmış evlerin savunma amaçlı olmadığını düşündürür.

Höyük, eski evlerin yıkılıp üzerlerine yenilerinin inşa edilmesiyle üst üste sıralanan ev tabakalarından oluşuyordu. Evlerin arasında sokaklara rastlamayan kazı ekibi, Çatalhöyük sakinlerinin evlerine  çatıdan girdikleri sonucuna varmışlardır.

Her geçen yıl, heyecan verici yepyeni buluşlar, Çatalhöyük'te yaşayan insanların daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır.

 Çatalhöyük yerleşimi ve  yerleşiminin çevresi







Evlere normal bir şekilde kapıdan değil çatıdan girilmektedir.   Evler kerpiç ve harçtan yapılıyordu, harç kerpiçlerden daha açık bir renktedir.  

Çatalhöyük arkeologları  evlerde ne tür faaliyetlerin gerçekleştiği hakkında araştırmalar yapıyorlar, evleri farklı açılardan araştırmak için çeşitli teknikler kullanıyorlar.   
   
Verilerin yeniden analiz edilmesi, figürlerin yeniden değerlendirilerek  bu figürlerin Çatalhöyük insanları için ne anlam ifade ettiğinin yeniden yorumlanmasına olanak sağlamıştır.

Yeniden yapılan yorumlamalar, figürlerin ölüm ve av ritüelleri ile arasında bağ olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Biir başka görüş, figürlerin yerleşimdeki kabile ya da akraba gruplarının var oluşlarını belirtme amaçlı olduğu yönündedir.

Çatalhöyük'ün en ünlü özelliklerinden biri, evlerde bulunan düzinelerce duvar resmi ve yontudur. Bunlar bize Yeni Taş Çağı yerleşimcilerinin betimlenen andaki hayat deneyim ve düşüncelerini inceleme fırsatı sunmaktadır ve kalıcı topluluklar halinde yerleşmeyi seçme nedenleri hakkında fikir verebilir/ vermektedir.

Duvar resimleri her evde bulunmamakta ve sadece ana odada bulunmaktadır.   




Birçok bilim dalından bir araya gelmiş uzmanları ve bir dizi bir dizi bilimsel tekniği birleştiren Hodder'in ekipleri, Çatalhöyük'ün zengin sanat ve sembolizm tarihini, içinde geliştiği sosyal ekonomik  ve çevresel bağlamda birlikte ele almaktadırlar.



Çatalhöyük çevre bitkileri





Çatalhöyük yenilikçi arkeolojik araştırmalarda önde gelmekte ve bu önde eşsiz olmaya adaydır. Birçok arkeolojik kazı alanında buluntuların yerinde incelenmesi mümkün değilken, Çatalhöyük'te çıkartılan buluntular yerleşim içerisinde bulunan labaratuarlarda uzmanlar tarafından hemen incelenebilmektedir.

Hayvan Kalıntıları Labaratuarı; hayvanların nerede toplandıkları, bakıldıkları, avlandıkları ve yenildiğini anlamak için hayvan kemiklerini incelemektedir. Ayrıca kemiklerin çeşitli alet ve takılarda nasıl kullanıldığı da incelenmektedir.

Konservasyon Labaratuarı; duvar resimleri ve heykelcikler gibi kolay kırılabilecek nesnelerin taşınmasından ve korunmasından sorumludur. Ayrıca konservatörler yerleşimdeki yapıları ve patika yolunun bakımını  sağlamaya da yardımcı olmaktadır.

Taş Labaratuarı; kazı alanından çıkarılan öğütme taşları, baltalar ve obsidisyen aletler gibi tüm taş materyalleri incelemektedir.

Arkeobotani Labaratuarı; insanların ne yediklerini, hangi birkileri yetiştirdiklerini ve yakacak olarak  ne kullandıklarını öğrenebilmek için bitki kalıntılarını incelemektedir.

Kil Labaratuarı; çanak, çömlek, kil toplar, mühürler gibi tüm kil materyalleri incelemektedir.

İnsan Kalıntıları Labaratuarı; kazı alanında bulunan mezarların ve insan kemiklerinin kazılıp çıkarılması, işlenme ve yorumlanmasından sorumludur.

Buluntular Labaratuarı; kazı alanından çıkartılan tüm malzemelerin kayıt altına alınmasından sorumludur.








     NOT; bilgiler Çatalhöyük kazı alanı ve kazı alanı içinde konuşlandırılmış müzedeki bilgi levhalarından aktarılmıştır.                                  


  Çatalhöyük  alanı; müzesinden ve kazı alanından fotoğraflar,  4 Haziran 2017 tarihi itibariyle kazı alanında uluslararası nitelikte kazı ekibi çalışmalarını sürdürmektedir. 
F.Nuray Altuğ





14 Mart 2018 Çarşamba

EFLATUNPINAR HİTİT ANITI ( Konya, Beyşehir İlçesi, Sadıkhacı beldesi)


    EFLATUNPINAR HİTİT ANITI ( Konya, Beyşehir İlçesi, Sadıkhacı beldesi)
                                                                                                                                                                                                     
                                                                                                                                                                           18 Ekim 2016
                                                                       
Eflatunpınar  Hitit Su Anıtı”, Hitilerin uzun egemenlik ( 1000 yıl) dönemlerinde dünya uygarlık tarihine bıraktığı  sosyal, ekonomik, dini yaşamı yansıtan kültür varlıklarından biridir. Bu kültür varlıklarının şekillenmesinde gereksinim ve dini inançlar önemli faktörleri oluşturmuştur.
Suyun bir merkezde toplanarak ihtiyaç oranında kullanılması, böylece iyi bir su rejiminin uygulanması tarım toplumlarında ekonomik hayatın önemli bir parçası olup, Eflatunpınar Hitit Su Anıtı, Hititlerden sonra da fonksiyonunu kaybetmeden bugüne kadar ayakta kalabilen bu sistemin en güzel örneğidir[1].






 İmparatorluk dönemine tarihlendirilen “Eflatunpınar“ Hitit Anıtı, yatay su kaynağı kenarına 19 büyük taş bloğun üst üste konulmasıyla yapılmıştır. Yüksekliği 7 metre olan anıtın ön tarafında 30x35 metre olan bir su havuzu bulunmaktadır[2].
Eflatunpınar;  Çorum, Boğazköy Hattuşa şehri yakınındakiYazılı Kayadan sonra ikinci önemli dini merkezi teşkil etmektedir. Anıtta, Hurili  ve Hititli tanrılar birlikte betimlenmiştir.
Anıtın ön yüzünde alt sırada dağ tanrıları ve yer altı kaynaklarının tanrıları, güneş kursu altında tahtında oturan güneş ve fırtına tanrısı, bunların arasında göğü taşıyan kanatlı cinler, boğa adam figürleri ile anıtın iki yanında pınar tanrıçaları yer almaktadır. Anıtın karşısında  havuzun içinde  tahta oturur vaziyette tanrı, tanrıça figürleri ile havuzun dış kısmında üçlü boğa platformu bulunmaktadır.
Konya Müze Müdürlüğü’nce 1996-2001 yılları arasında Anıt’ta kazı ve restorasyon ve çevre düzenleme çalışmaları gerçekleştirilmiştir.
   Özgün taş işçiliği, kabartmalardaki kompozisyon ve açık hava tapınağı olarak düzenlenmiş olan  Eflatunpınar Anıtı, birbirine uygun kesilmiş andezit blokların titizlikle birleştirilmesiyle meydana getirilmiştir.  Doğal bir su kaynağı üzerinde yapılmış büyük bir havuz ve dikdörtgen formda şekillendirilmiş kayalar üzerine kabartma tekniğinde yapılmış tanrı ve tanrıça figürlerinden oluşmaktadır. Havuzun duvarına paralel yatay su kanalları suyun havuz içerisine akmasını sağlayarak dönemin su tesisatı ile su teknolojisi hakkında da önemli bilgiler vermektedir 



ANITIN TARİHÇESİ

Konya Müzeler Müdürü Yusuf Benli, tarihi alanın tarihçesi hakkında bilgiler aktarmıştır.. Sadıkhacı beldesine 4 kilometre mesafedeki Eflatunpınar Hitit Anıtı’nın ilk kez 1837’de arkeoloji dünyasına W.J. Hamilton tarafından tanıtıldığını ifade eden Benli, “Eflatunpınar Hitit Anıtı ve Havuzu" nun, M.Ö. yaklaşık 1200 yıllarında Geç Hitit döneminde Kral IV. Tutalya tarafından yaptırılmış olduğunu, anıtın en üst taşında bulunan krala ait simgeden anlaşılmakta olduğunu belirtmiştir[3].
1837 yılından beri 3,5 metre yüksekliğinde bir yapı olarak bilinirken, Konya Müze Müdürlüğü tarafından 1996-1997 ve 1999-2001 yılları arasında yapılan kazılar sonucunda 7 metre yüksekliğinde olduğu ve anıta bağlantılı olarak yapılmış 30x34 metre boyutlarında kutsal havuzunun bulunduğu ortaya çıkarılmıştır. Anıtın cephesinde 19 taş blok üzerinde çeşitli figürler yer alır. En üstte kanatlı güneş kursu IV. Tutalya’nın simgesi, altında iki güneş kursu ve hemen alt sırada tahtında oturur konumda Güneş Tanrıçası ve Fırtına Tanrısı bulunmaktadır. Bu iki tanrının aralarında ve yanlarında ise göğü taşıyan kanatlı cinler ve boğa adamlar, en alt sırada ellerini göğsünde kavuşturan beş adet tanrıdan sağ ve sol baştakiler dağ tanrılarını ortadaki üçü ise yer altı su kaynağı tanrılarını tasvir etmekte olup dini törenlerde eteklerindeki deliklerden fıskiye şeklinde su akıtılmakta olduğu düşünülmektedir. Anıtın iki yanında havuzun kuzey duvarı üzerinde iki adet pınar tanrıçası bulunmaktadır.
Anıtın karşısında havuzun güney duvarına bitişik platform önünde anıta yönelik tahtta oturur durumda tanrı-tanrıça, (güneş tanrıçası-fırtına tanrısı) çifti yer almaktadır. Havuzun doğu duvarı ortasında tanrı-kral kabartması bulunmaktadır. Havuzun dışında kalan tek blok halindeki üçlü boğa protonu, havuzun batı duvarının güney ucunda bulunan boşluk için hazırlanmış olmalıdır. Boğa kabartmalı bloğun yerleştirilmemiş olması ile anıtın tamamlanamadığı muhtemeldir” şeklindedir olarak bilgi verilmiştir[4].




    Köprünün altından akan suyun berraklığı


 https://www.hittitemonuments.com/eflatunpinar/eflatunpinar05.jpg,  


Hitit Anıtı Eflatunpınar UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'ne giren son  alanlardan biridir[5].





[1]  http://www.kulturvarliklari.gov.tr/TR,93766/eflatunpinar-hitit-su-aniti-konya-2014.html, erişim 30 Ekim 2016
[2]   T.C. Konya Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü anıt  bilgilendirme levhası